29 Şubat 2012 Çarşamba

Kırmızı burunlar

Malum havalar bir öyle bir böyle.. Ortalıktada virüs, mirüs neyse onlardan dolu. Babamız gitmiş iş yerinden aldığı virüsü eve getirmiş. Bir gün yatabildi sadece. Hoop elinden hasta olma nazını niyazini aldık Bahar'la. Benim burun sanki bir çeşme aktıkça akıyor, sildikçe siliyorum. Derisi soyuldu. Bahar da ise o kadar sulu akıntı yok ama onda da burun tıkanıklığı, hırıltı, uykusuzluk, mızmızlık, iştahsızlık var. Hasta bebeği olan her yeni annenin keşfettiği ve keşfettiğine çok ama çok sevindiği şeyler var. Örneğin serum fizyolojik, örneğin otribebe denilen sümük çekme aparatı..Kim bulduysa ne şahane bir buluş yapmış öyle. Bir de tabiki ıhlamur sen ne güzel kokulu bir içeceksin. Aslında Bahar hala anne sütü aldığı için şanslıyız. Çok daha hafif geçiriyor. Anne hastalık yanında hastalığın antikorunu da veriyormuş bebeğine. Muhteşem bir mekanizma. Işın ilginç yani bu kodlama daha ben anne karnında bir hücre iken kodlanmış, aradan geçen 38 yıl sonra işlemeye başlıyor. Otribebe felan hikaye aslında asıl emziren annenin doğasına da övgü düzmek gerekiyor...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder