29 Kasım 2012 Perşembe

Yeni tutulma, eski tutulma karşılaştırması



  • Sen kendini ne kadar enerjik hissedersen hisset yada ruhun ne kadar genç olursa olsun,  metal yorgunluğu gibi bir vücut yorgunluğu var. Kemikler, kaslar ve spazmlar 25-30 yaşındaki gibi değil. Hamilelik sonrası hele hiç değil.



  • "Ay belim, belim" deyip devrilip TV karşısına yayıldığın eski tutulmuşluklar  tatlı birer anıya dönüşüyor. Zira evde her daim, ilgi, sevgi, yemek, banyo vs bekleyen bir minik yaratık oluyor.


  • Eskiden  “ay yatakta dönmek çok zor” derken resmen kapris yapıyormuşum.  Bu seferki tutulmayla yatakta dönmeye acılı inlemeler ve kalça kemiklerindeki can yakıcı ağrılar eşlik ediyor.


  • “Ay eğilemiyorum, ayakkabımın bağcıklarını bağlar misin hayatım?” cümleleri acıklı birer gülümseme eşliğinde anımsanıyor.  Yerini “kızım bir sabit dur, zaten zor eğiliyorum ayakkabını giydirmek için” cümleleri alıyor.


Daha yazayım mı? Yok yok yazmiiim…

27 Kasım 2012 Salı

Bel ağrısı baş belası...

Önce ince bir sızı olarak başlıyor, sonra gittikçe şiddetleniyor ve en nihayetinde nefes bile almada zorlanıyorsunuz. Bu birinci geliş şekli. Yada bir gün bir şey yapıyorsunuz hep yaptığınız bir şey, yerden terlik alırken, havluya yüzünüzü silerken, arabada dikiz aynasına bakarken, herhangi bir ufak bir hareket, tak acıdan kımıldayamaz oluyorsunuz. Artık en yakın acil size yardımcı olabilir. Önce film, emar vs vs, sonrasında gelsin kas gevşetici iğneler, sonra uzun bir yatak istirahatı... Çabucak geçiyor mu? hayır, 45 gün yattığımı biliyorum. Peşine uzun bir fizik tedavi süreci... Elektrik vermeler, ışıkla ısıtmalar, masaj ama çözmüyor, çözülemiyor haa arada sizi ameliyat etmeliyiz diyen doktorlarla mücadele de var.

Sokaktan geçen insanları çevirip Emar çeksek her 10 kişiden 8'inde bel yada boyun fıtığı vardır ama henüz farkında değillerdir diyor bir tanesi. Nedir bu fıtık peki? Kısaca Omurların arasından pörtleyen jelatinimsi sıvının sinirlere baskı yapmasıdır. Tip müspet ilim değil mi kardeşim? Nasıl aynı Emar'a bakan 4 ayrı doktor 4 ayrı şey söyler? "Hemen ameliyat olmalısınız, biz bel fıtığı olan hastalara ço az ameliyat deriz ama siz kesin olmasınız", "Ameliyatla hiç alakası yok, olsanız da bu ağrılar geçmez sadece dinlenmelisiniz , "Evet ameliyat çözüm olabilir", vb vb.

Kime inanacaksınız? zaten yürüyemiyor, konuşamıyor, nefes bile alamıyorsunuz. Kime inanacaksınız? Ben ameliyatsız çözüme inandım.

Ama evde eskisi gibi değil hiçbirşey: İlgi sevgi, şefkat bekleyen bebek var bebek !!!

26 Kasım 2012 Pazartesi

Neydi bu kadar zor olan?

Nazar değmesin diye :)
Hayatın kendisi zordu.  Yeni anne olmaya adapte olmuşken yoğun iş yaşımına eklenmiş sağlık problemleri...

Özellikle de bel ve boyun ağrıları... Hamilelik, emzirme, koşuşturmalarıma yorduğum yaklaşık 3 yıldır süren bel ve sırt ağrılarım vardı. Sabah yorgun kalkıyor, ayakta durduğumda belim fena halde ağrıyordu. Belki de özellikle hamilelik sonrası kucakta taşıma şımarıklarına yüz vermem
süreci hızlandırdı. Daha öncede benzer teşhisler koymuşlardı. bel fıtığı, boyunda düzleşme vs vs... Şikayetlerim artı artı ve en nihayetinde yatak yorgan yatmak zorunda kaldım. Evde yeni yürümeye başlayan kızımla bu yatak serüveni ne kadar zor oldu tahmin edilebilir. 

Ama aştık işte hepsini. Nasıl olduğunu anlatacağım...

19 Kasım 2012 Pazartesi

Blog yazma işi, annelik ve yeni ufuklar...

Bu blog yazma işi ne zor işmiş, sabır ve motivasyon hiç eksik olmamalı. Her zaman hazır ve nazır olmalısın. Vaktini ona göre ayırmalı ve gereğini yapmalısın. Sevgiyle, sabırla devam etmelisin. Aynı bebek bakımı gibi. Aynı anne olmak gibi. Gerçekten şu kısa dönemde öğrendiğim en büyük şey sabırlı olmak. Oysa gerçekten çok sabırsız, tez canlı bir insanım.  Herşey çabucak olsun isterim, sokakta hızlı hızlı yürürüm, hep çok seri konuşurum, yemeği bile motor takmış gibi yiyorum. Bu kadar hız hem çok işime yarıyor, hemde beni zorlayan başka sorumlulukları üstüme almama...Blog yazma işi de bunlardan biri. Hızlı hızlı yazayım tüm duygularımı, yaşadıklarımı istiyorum. Ama yeterli sabrım var mı? Geçen aylarda yoktu işte... Herşey çok hızlıydı ama benim sabrım ve motivasyonum yoktu. Şimdi herşey düzeldi. Artık bekleyin beni...
Yeni ufuklara yelken açmışım...