21 Aralık 2012 Cuma

Başarılı alt bakımı için 7 Sır :



Henüz tuvalet eğitimine başlamadık. Biz hala alt değiştirmedeyiz. Muhtemelen bir 6 ay daha böyle takılacağız. Bu yazıda size uzunca bir süredir tecrübe ettiğim alt değiştirme ve temizliği konularında bildiklerimi paylaşacağım. Tuvalet temizliği konusunda size muhtaç olacak bebeğinizin sağlıklı olması için altının temiz ve kuru olması çok önemli.  Beslenme ve uyku düzenine de etkileyebilecek bu konudaki sağlıksız bir sonuç tüm ev halkının huzurunu kaçırabilecek düzeye gelebilir.
İşte başarılı alt bakımını için 7 sırrı
1.      Üşenmeyin, ertelemeyin, vazgeçmeyin. Bu mottoyu üniversitede dağcılık kulübüne gittiğim de öğrenmiştim. Bebeğiniz kaka yaptıysa, size söylenecek ilk sözüm bu  olacaktır. Bebeğinizin  alt bakımının, ilk aylarda ortalama günde 7-12 civarında olması beklenebilir. Büyüdükçe bu miktarlarda azalma olacaktır. Kızım şu anda 18 aylık ve ortalama 1 yada 2 kere yapıyor. Eğer bebeğinizin cildinde bozulma, pişik veya pişiğe gidiş gibi bir sorun yoksa kaka yapmadığı sürece bez daha uzun süre kalabilir. Fakat kaka varsa en kısa sürede temizlenmedir.
2.      Az kimyasal barındıran ürünler kullanın.  Hazır bezler, ıslak mendiller annelerimizden bugüne işimizi kolaylaştırdıysa da aslında bebeklerimizi kimyasallarla oldukça erken tanışmalarına da olanak sağladı. Bu yüzden özellikle evde ıslak mendil yerine, ıslatılmış pamuk kullanın. Göz makyajı temizlemek için olan disk pamukları küçük bir pet şişede sakladığım kaynatılmış suyu kullanarak ıslatıyorum ve ıslak mendil yerine evde bunu kullanıyorum. Dışarda ıslak mendil mecburen kullanılıyor ama evde en azından bu yöntem işe yarıyor.  Kız bebeklerde idrarın çıktığı yer ile dışkının çıktığı yer birbirine çok yakın olduğu için idrar yolu enfeksiyonlarının görülmesi erkeklere göre daha fazla imiş. Kakanın idrar yoluna bulaşmasını önlemek için kızlarda silme işleminin idrar yolundan anüse doğru, yani ön taraftan arkaya doğru yapılması gerekiyor. Tabi işlemi tek bir hareket ile yapılmalı, kirli pamuk/mendil özellikle bu bölgede bir daha silme işlemi için kullanılmamalı ve atılmalı. Vajina girişi ve küçük dudaklar arasında kalan kakalar unutulmamalı, bu bölge nazikçe ama mutlaka temizlenmeli.

3.      Her kakadan sonra yıkayın. Muhakkak her kakadan sonra poposunu yıkayın. Yıkarken her seferinde sabun kullanmayın.  Ne demiştik ne kadar az kimyasal o kadar iyi. Çok yapışkan durumlar haricinde zaten öncesinde ıslak pamukla sildiğim için sabun kullanmıyorum. Tabi suyun ısı ne çok soğuk ne çok sıcak olmalı. Küçük bir maşrapa su yetiyor da artıyor bile. Sonrasında ince bir tülbent ile her tarafının kurulayın ki ıslak kalmasın. Haa tabi bir de ellerinizi yıkamayı unutmayın!

4.     Pişik kremi seçimini doğru yapın. Biz desitin kullanıyoruz. Maviyi önlem olarak, moru işler kötüye gitmeye başladığında kullandık. Yaklaşık fiyatı 20’şer TL. İnternetten hep en ucuz neredeyse oradan aldım. Ama 6 ay felan kullanılıyor. Çok fazla sürmemek ince bir tabaka olarak sürmek önemli. Bir de her bez değiştirdiğimizde de sürmedik. Arada cilt kendi kendine kalsın dediğim zamanlar da oldu. Mor desitinde çinko oranı %40 diyor, eczanede de satılan benzer ilaçlar var.
Şahane krem desitin mor, pişik tedavisinde çok işe yaradı.

Desitin maviyi ise durum kötüleşmeden önleme amaçlı kullandık

5.      İhtiyacınız olan herşey elinizin altında olsun. Bez, pamuk, su, pişik kremi…  Bütün malzemeler önceden hazırlanmış ve hemen elinizin altında kolayca ulaşabileceğiniz bir yerde olsun. Bezleri torbasından çıkartıp bir sepet içine koymak işe yarıyor. Ben doğumda annemin aldığı bebek çikolatalarının olduğu sepeti kullanıyorum. Pamuk, su (küçük bir pet şise içinde) ve krem içinde bir çengele bez torba astım. Onun içinde bulması kolay oluyor. Alt değiştirme için hep aynı yeri kullanıyorum. İlk başta çok kez değiştirmek gerektiğinde sepeti evde gezdirip duruyordum. Değiştirme işlemi yaptığınız yerin bebek açısından güvenli olması çok önemli. Bir süre sonra kendi kendine dönmeye başlıyorlar ve gözünüzü bir an için ayırmanız yetiyor.  Ev kazalarının önemli bir kısmının alt değiştirme sırasında malzeme temini veya kirli bezleri atmak için  yalnız bırakılan bebeklerin düşmesi sonucu oluştuğunu okumuştum. Aman dikkat !!! .

6.   Onun rızasını alın. Doğduğundan beri ben hep ona “altını değiştirelim mi?” diye sordum. İlk başta elbette anlamıyor. Ama sonrasında anlamaya başlayınca çok işe yarıyor. Böylece onun rızası olmadan ona dokunmamış oldum. Şu anda önemli görünmese de gelecekte kişisel mahremiyet kavramını öğretirken önemli olacağını düşünüyorum. Bir de biraz büyüyüp, anneye karşı gelmeye başlayınca onu zorlamadan konuşarak altını değiştirmeye ikna edebilirmişim gibime geliyor. Yoksa bu iş bile sorun haline gelebiliyor.
7.   Oyun oynayın. Bence her an olduğu gibi bu anda oyun haline dönüştürülebilir. Cee-eee yapın, şarkı söyleyin, ona oynayacak bir oyuncak verin (mesela su dolu pet şişeyi, kremi vermeyin ağızlarına alıyorlar), oyuncak hakkında konuşun, kahkahalar atın, gıdıklayın. Sonuçta bu ona dokunmak ve onu sevmek için iyi bir bahane…J

11 Aralık 2012 Salı

Bebeğinizi uyutmak için Garantili 5 Strateji



Her annenin kendi doğruları vardır, uyku, yemek, oyun her konuda bir doğrumuz illaki var. Aşağıdakiler de benim doğrularım.  Ama okumaya başlamadan önce şunun altını çizmekte fayda var: Çocuğun ve annenin uygun zamanını kollayıp,  kendi kendine uyumasını sağlamak  mümkün ama bu alışkanlığın çocuğun geri kalan ömründe de süreceğinin garantisi asla ve asla yok…Bunu duymak üzücü değil mi? Hele uykusuzluk problemi yaşayan bir bebeğiniz varsa yani uykusuz anneler kulubune üyeyseniz.

Bence her bebeğin ana ihtiyacı uykudur.  Düzgünce uyuyabilen bir bebek iyi yer, iyi oynar  ve iyi büyür. Bebek gelişimi tam beklenildiği gibi olur. Bu yüzden bebeğimize uyku uyumayı öğretmemiz gerekiyor. Tıpkı kaşık çatal tutmayı, oyuncaklarıyla oynamayı öğrettiğimiz gibi. Son olarak bir şey daha belirteyim aşağıdaki yollar  ilk 3 ayı için geçerli değildir. ilk 3 ayda  her şekilde uyutmak mümkündür.  Bu dönemde düzensizlik düzendir ve bebek hiçbir alışkanlık edinmez. Nasıl rahat ediyorsa öyle uyutmak gerekir.

Eveet gelelim garanti 5 yola:


  1. Kesinlikle bir rutin oluşturun. Bunu herkes tavsiye ediyor, özellikle “Bebek Bakım Sorunlarına Mucize Çözümler” kitabında belirttiği gibi Tracy Hogg ( http://www.idefix.com/kitap/bebek-bakim-sorunlarina-mucize-cozumler-tracy-hogg/tanim.asp?sid=E1SDEYCG2B2BI41NCZ2G)
Dediğim gibi bence her bebeğin ana ihtiyacı uykudur.  Düzgünce uyuyabilen bir bebek iyi yemek yer, iyi oynar  ve iyi büyür. Bebeğin tüm ihtiyaçları kapalı bir devre  şeklinde denge içindedir.  İyi yiyen bebek huzurlu olur, huzurlu bebek iyi yer, karnı tok ve huzurlu bebek kolayca uykuya dalar.  Bu yüzden bebeğin iyi gözlemlenmesi ve her ihtiyacının öngörülüp, arıza çıkartmadan, zamanında tatmin edilmesi gerekir. Bu tahmin işi de ancak bir rutin oluşturularak yapılır. Zaten siz istemeseniz de genelde bebeklerin hep aynı saatte uyunma, yemek yeme ve hatta kakalarını yapma eğilimleri vardır.  Bu eğilimleri gözlemlemek yetecektir.

  1. Kundak yapın.  Kızım 18 aylık hala özellikle gündüz uykularında kundak yapıyorum. Tabi ki bacaklarını saracak kadar sıkı bir kundak değil ama ellerini özellikle kundak içine alıyorum. Bunu zorla yapmadım hiçbir zaman. Eğer itiraz ediyorsa bırakıyorum ama etmiyorsa bu yöntem her zaman işe yarıyor. Daha küçükken daha sıkı yapıyordum ama aylar geçtikçe daha az sıkı kundak işe yarıyor. Biz sonuçta kundak ile büyüdük,  yüzyılların tecrübesi var bu kundak işinde.  Sıkı sıkı sarılı olmak muhtemelen anne karnında olma duygusunu tekrar yaşatıyor. Bu da onlara huzur veriyor.

  1. Gözlerini kapayın. Bazı anneler beni çok eleştirebilirler ama ben herhangi bir sakınca görmüyorum ve hatta herkese tavsiye ediyorum. Kızım 5 aylıkken dışarıda pusetinde çok uykulu bir şekilde gözleri açık duruyordu. Bir arkadaşım bak şimdi nasıl uyuyacak dedi ve şapkasını gözlerine indirdi. Minik kuşum anında uykuya daldı.  Çok uykusu var ama gözlerini kapamayı bilmiyor.  Onu dışarıdan izole edecek bir şeye ihtiyacı var.  Ben de eve geldiğimde bakındım ortalığa ve THY’nın bir uzun uçuşunda verdiği uyku setini buldum. İçinden genişçe bir göz maskesi çıktı. Onu kenarlarından kısaltarak kızıma maske yaptım. Halen özellikle gündüz uykularında bu maskeyi kullanıyoruz. Gece uykusunda da takıyorum bazen. O canı istemezse çıkartıyor. THY’nınkini kaybettik yerine aldığımızın da lastiği iyice yavşadı. Yani herhangi bir tehlike arz etmiyor ama ben uykuya daldığında çıkartıyorum.  Dışarıda, arabada, evde her zaman çok işe yarıyor. Karanlıkta uyumanın da yararlı olduğunu söylüyorlar. Ha bunun riski nedir? Buna bağımlı olması olabilir. Ama gerçekten çok uykusu geldiğinde maskesiz de gayet rahat uykuya dalıyor. Bezen yanımda yoksa ve dışarıdaysak gözlerinin üzerine örtülecek herhangi bir mendil parçası da aynı işe yarıyor.  Hem bağımlı olsa da kötü bir şey değil.  Erişkin insanlar da takıyorlar maskeyi.
  2. Ses çıkartın. Bebeklerin birden fazla  konuya aynı anda odaklanmaları mümkün değil.  Mesela kakasını yapan bir bebek biberon emmeyi kesecektir çünkü ikisine birden yapması mümkün değildir. Bu mantıktan hareketle her zaman uyguladığınız uyku ritüelini uygulayıp bebeği yatağına yatırdıktan sonra dikkatini dağıtmanız yeterli olacaktır. Ninni en güzel ses çıkartma yöntemi. Çünkü bebeği rahatlattığı kadar anneyi de rahatlatıyor. Şarkı söylemek güzel bir şey, hem de sesinizi sorgulamayan ve pek beğenmiş gibi duran bir minik bebeğe karşı söylemek çok daha güzel.  Ayrıca yatağın tahtasına vurabilir  ya da şiiiişt piiişt gibi sesler çıkarabilirsiniz.  Annelerimizin uyguladığı gibi bebeğin poposuna yada sırtına  pıt pıt vurarak da ses çıkartabilirsiniz. Bu şekilde temas da sağlanacağı için pek hoşlarına gidiyor.
  3. Bebeğimin uyumasına yardımcı olan uyku gözlüğü
    Arabada uyurken de çok işe yarayan uyku gözlüğü
  4.  Gece emzirmelerini kesin. Özellikle 6 aydan sonra katı gıdaya geçmeleriyle birlikte gece emzirmemeye çalışın.  Kesinlikle açlıktan ölmez.  Aksine iyi uyuyacağı için daha iyi yer. Daha çabuk büyür.  Bebeğinizin gelişimi tam da istenildiği gibi olur. Sizin olduğu gibi onunda uykuya ihtiyacı var. Emzirmeye devam ettikçe ona uykusunun bölünmesi için sürekli bir bahane vermiş oluyorsunuz.  Gündüz daha iyi yiyecektir. Uyanırsa su vermek mantıklı, bazen boğazları kurumuş oluyor. Su iyi geliyor. Zaten zamanla da su için uyanmaya değmediğine ikan oluyorlar

3 Aralık 2012 Pazartesi

Çocuğunuza Yemek yedirirken yapılmaması Gereken İlk 10



Bebeğin beslenmesi bebek gelişimi için en önemli unsurlardan biri olduğu konusunda herkes hem fikir. 
Tüm anneler gibi ben de ay ay bebek gelişimine takmış durumdayım. Ne yerse gelişimi nasıl olur? 
Yemeli ki büyümeli ama bebeklere yemek yedirmek ne kadar zordur herkes bilir. Kaşıkla arkasından koşulan bir bebek, her tarafı püre içinde, ağlamaya ramak kalmış bir anne.Bu endişe ve çaba zamanla da azalmıyor. 

"bebeğim yemek yemiyor ne yapmalıyım?" sorusu yaşla birlikte büyüyor ve 

"çocuğum yemek yemiyor ne yapmalıyım?"a dönüşüyor.  


Kızım 18 aylık. 13 ay emzirdim.  İlk 6 ay sadece anne sütü aldı. Sonra parçalı olarak ek gıdaya geçtik. Önce meyve ve yoğurt, sonra yavaş yavaş sebze, bakliyat, et, tavuk, balık. Yazın ishal olduğu zaman dışında kilosu hep %50’nın üstünde bir bebek oldu.  Şu anda kendi kendine yemek yiyebiliyor.  Yaklaşık 16 dişi var. Ceviz, badem gibi kuruyemişten tutunda, çorba gibi sulu şeyleri bile kendisi kaşık, çatal ya da elli ile yiyebiliyor. Çok yakın bir arkadaşım 18 aylık olana kadar oğluna blenderda püre yaptığı yiyecekleri vermiş.  Çocuk şu anda 5 yaşında olduğu halde hale annesi yemek yediriyor ve çok az yemek yiyor.  Buradan yola çıkarak işte yemek yedirirken yapılmaması gereken İlk 10


1.     Asla benim az önceki paragrafta yaptığım gibi başkalarının çocukları ile kendi çocuğunuzu kıyaslamayın. Her çocuk birbirinden farklı, kendi karakteri ile dünyaya geliyor. Siz nasıl arkadaşınızdan farklıysanız o da arkadaşınızın çocuğundan farklı
2.      Asla çocuğum şunu yemiyor diye genelleme yapmayın. Bugün bunu yiyen yarın yememeye başlıyor, yada ağzına koymadığı bir şeyi ertesi günü şapur şupur yiyor.
3.      Asla zorlamayın. Sadece teklif edin yemiyorsa zorlamayın. Bunu söylemek kolay, yapmak çok zor biliyorum.  İnsana bir kaşık daha yedirmek için korkunç bir hırs geliyor.  O kaşığı yedirmek o kadar önemli oluyor ki, sanki yemezse hayatta büyümeyecek gibi öyle bir duygu kaplıyor ki içimi bırakamıyorum.  Ama zorlamak kesinlikle çok daha fazla sıkıntıya sebep oluyor. Her anne  “Çocuğum Yemek Yemiyor (Israr Etmeyin, Birlikte Eğlenin)Carlos Gonzalez” kitabını okumalı ve hatta her 3 ayda bir tekrar okumalı.  Israr konusunda yardımcı oluyor. (http://www.idefix.com/kitap/cocugum-yemek-yemiyor-carlos-gonzalez/tanim.asp?sid=K4DFE0ZENY0Y2GNLTLK2)
4.      Asla “ay ortalık battı” diye düşünmeyin. Bırakın batsın, çocuğunuza kendi kendine yemek yemeyi öğretmenin tek yolu bu. Koyun önüne ne yiyecekse 1/3’u dökülecek ama 2/3’unu bir şekilde yiyecek. Serin altına bir bez, yemekten sonra çırparsınız olur biter yada şarjlı kablosuz dikey süpürgeler var. Paraya kıyıp onlardan bir tane alın. Asla pişman olmayacaksınız. (Bizde bu var:
5.      Asla takıntı yapmayın. “Ay bu gün protein grubundan bir şey yemedi” diye uykularınızı kaçıracağınıza “bu hafta ne yedi?”ye konsantre olun.  Dünyada milyonlarca çocuk çok az proteinle hayatta kalıyor.  Sakın olun.
6.      Asla gözlemlemeden kalıplarla konuşmayın.  “Su içerse şişer yemek yiyemez” Nasıl bir yalan, kendinizi düşünün susuz yemek yiyebilir misiniz? Boğazınız kuruyken yutabilir misiniz o makarnaları?  Çocuğunuzu biraz gözlemek neyin doğru olduğunu gösterecektir size.  Başka bir örnek benim kızım bulamaç şeklindeki kahvaltıyı hiç yemedi, ret etti.  Ama tosta bayılıyor.  Çünkü sert şeyler dişlerini kaşıyor ona iyi geliyor. Ben de bulamaç kahvaltıya koyacağım herşeyi tostunun içine koyuyorum. Aynı şeye denk geliyor.  Anneme göre ise bebek dediğin bulamaç kahvaltı yer.
7.      Asla çok ciddiye almayın. Yemek yemek zevkli bir şey değil mi? Hep birlikte masaya oturmak, günün kritiğini yapmak,  gülerek, eğlenerek yemek yemek.  Eee o zaman püre yapılmış sebze ağzına tıkıştırılan çocuk nasıl eğlenebilir ki? Bırakın biraz döksün, oyuncaklara bulaştırsın, mama sandalyesinin tepsisine resim yapsın.  Eğlensin ama siz de eğlenin. Bir daha bu kadar küçük olamayacak.
8.      Asla aşırı korkmayın. İnsan ırkı 7 milyara ulaşmış durumda.  Eğer her katı gıdaya başlayanın  ilk lokması boğazına takılıp ölseydi sizce 7 milyara ulaşabilir miydik?  Bebekler kendilerini kurtarmayı çok iyi biliyorlar. Bırakın öksürsün,  sırtına vurun. En kötü kusar ama eninde sonunda kendini kurtarır.  (Ama tabi ilk yardım olarak katı cisim kaçması halinde ne yapmanız gerektiğini  öğrenin  mesela bu linke bir bakın http://www.bebekdoktorum.com/index.php/acil/boulma.html)
9.      Asla kendi damak tadınızı ona dayatmayın. Siz kereviz yemiyor olabilirsiniz ama ona bir şans tanıyın. Yada siz kerevizi pişmiş seviyor olabilirsiniz ama o çiğ sevebilir. Bu şansı da vermek lazım.  Dişleri kaşındığı için sert şeyler hoşlarına gidiyor. Bırakın çiğ yesin sebzeyi…
10.   Asla tuzlu, şekerli, koruyucu içeren işlenmiş gıdalar vermeyin. O daha çok küçük maruz kaldığı kimyasal vücut kitlesiyle oranlandığında çok fazla. Muhakkak  tuzlu, şekerli, koruyucu içeren işlenmiş gıdalar yiyecek ama biraz büyümesine zaman tanıyın.  Zamanı gelecek.

"Çocuğum yemek Yemiyor" , Yazan: Carlos Gonzales, her 3 ayda bir her annenin tekrar tekrar okuması gereken kitap